9 Mart 2022 Çarşamba

Camp Nou'da Sarı - Kırmızı Hayaller; Barcelona – Galatasaray -10.03.2022 -


    Kötü bir kura Galatasaray’ın karşısına Barcelona’yı çıkardı en olmadık zamanda. Güç eşitsizliği açısından talihsizlik, ama spor dünyasına farklı değerler katan iki kulübün 20 yıl sonra yeniden eşleşmesine tanık olmak hoş bir duygu.

Camp Nou 05.12.2001 - tarih tekerrür eder mi? 

     Barcelona ve Galatasaray, farklı bağlamlarla da olsa sahip oldukları kulüp olmanın ötesine taşan değerlerle birbirlerine benziyorlar. Katalan halkının hüsran ve özlemlerinin sahalara sığmayan bir temsilcisi olan Barcelona, bu epik anlamı kulübün sloganı ile pekiştiriyor: “mes que un club” (“bir kulüpten daha fazlası”). Bu motto, beş yüz kırk yıllık tarihe sahip bir mektepten neşet etmiş olan ve kurumlarıyla birlikte köklü bir kültürü temsil eden Galatasaray’a en az Barcelona kadar yakışıyor.

Camp Nou'da bir G.Saraylı 

     Her iki kulübün gündelik hayattaki ortak yönleri de şaşırtıcı. İkisi de finansal krizde, kendi başarı ölçeklerinde eski parlak günlerinden uzaklar, geçen yıl başkanlarını değiştirdiler, teknik direktörlerini gönderip ikisi de takımlarını Pep Guardiola ekolünden yetişmiş olan yeni teknik direktörlere emanet ettiler. Benzerlikler burada bitiyor maalesef, ötesi sahaya yansıyan koskoca bir güç farkı. Transfermarkt verilerine göre 6 kattan fazla fark (651 mm € vs 106 mm €) var iki takımın oyuncu değerleri arasında.

     Barcelona, Teknik Direktör Xavi Hernandes ile birlikte Ronald Koeman’ın temkinli ve sinik oyunundan sıyrılıp ateş aldı gidiyor. Oyunculuk döneminde La Masia'dan gelip mavili erguvani forma ile tam 25 kupa kazanan Xavi dokunuşları ile çok şey değiştirdi takımda.

Xavi Hernandez, futbolculuktan teknik direktörlüğe hızlı geçiş

     Xavi, Rinus Michels’den Johan Cruyff’e, Cruyff’den Pep Guardiola’ya uzanan bir geleneğin son temsilcisi. Oynattığı oyun Guardiola’nın tiki taka olarak isimlendirilen rakibe top göstermeme stratejisine bağımlı değil. Xavi, o tavizsiz pas oyunundan ara sıra bazı sahneler sunsa da, esasen daha hızlı ve direkt bir oyunu şiar edinmiş. Top rakipteyken pozisyon alıp önde pres, topa sahip olunduğunda ise hızlı atağa çıkma ve oyunu sonlandırmaya dayanan Klopp tarzı bir oyunu benimsiyor ve takımına başarıyla uygulatıyor. Geçtiğimiz Ocak ayında gol kısırlığına çare olarak hızlı atağa çıkma anlayışıyla uyumlu üç büyük ara transfer yaptılar. Traore (kiralık), Aubameyang ve Torres triosu ile çok dinamik bir ileri üçlü kurdular yeniden. Bu üçlünün alternatifleri ise sezon başı kadrolarında da yer alan Dembele, Depay ve Gavi. Onların da sürat, atletizm, adam eksiltme ve bitiricilik meziyetlerinde yeni transferlerden aşağı kalır yanları yok. İleri üçlüdeki bu zenginleşmenin yanı sıra, Xavi ideal orta üçlüyü de buldu. 2009'un rüya takımından yadigar Busquets’in defansif rolü ile genç star Pedri ve De Jong’un mükemmel "box to box" oyun karakterleri sayesinde adeta bir makine düzeni kuruldu. Defansta 2009 ruhunun diğer bir temsilcisi Pique, partneri Araujo ile birlikte sağlam bir ikili oluşturdu. Bu ikilinin topla çıkışları ise dikine oyuna hız ve akışkanlık kazandıran cinsten.

 La Masia mezunu ağır toplar, Xavi, Pique ve Busquets


    Beklere gelince, solda ilerleyen yaşına rağmen sürati, tekniği, öldürücü asistleri ve hatta golleriyle kusursuzluk timsali olmayı sürdüren Jordi Alba, sağda ise Dani Alves’in yokluğunda Ajax orijinli ABD vatandaşı Dest. (Ocak ayında Barcelona’ya yıllar sonra istim üstünde geri dönen Dani Alves’in UEFA listesine yazılmamış olması ve genç yetenek Gavi’nin sart kart cezası küçük de olsa bir avantaj yaratıyor Galatasaray için). 

    Muhtemel 11'leri, beklenen yerleşim düzenleri ile birlikte gözden geçirerek devam edelim analizimize:

 Barcelona (4-3-3)

M.ter Stegen

S.Dest - R.Araujo - G.Pique -  J.Alba

G.Pedri - S.Busquets - F.De Jong (N.Gonzalez)

A.Traore - P.Aubameyang -  F.Torres

(O.Dembele) (M.Depay) (L.De Jong)

 

Galatasaray (4-1-4-1)

I.Pena (F. Muslera)

S.Boey- V.Nelsson - Marcao -  P.Van Aaanholt

Taylan A.

S. Feghouli - Berkan K. - A.Cicaldau - Kerem A.

(Emre K. / R. Babel)

Mostafa M.

(B.Gomis)

     Muhtemel kadroları alt alta sıralayınca ister istemez kanatlardaki ve göbekteki olası bireysel ve ikili eşleşmeler geçiyor zihinlerden: çoğu göz korkutan cinsten. Blok halinde kademeli hatlarla ve son derece disiplinli durmak gerekiyor Barcelona karşısında. Mourinho'nun tabiriyle "otobüsü park etmek" lazım, çünkü Xavi'nin Barça'sı sadece alan bulamayınca zorlanıyor.  5-4-1 (4-1-4-1) ideal karşılama düzeni olur. Galatasaray'ın güvencesi, oyuna odaklandığında her yere yetişebilen Marcao ile giderek partnerine ve takıma uyum sağlayan Nelsson'dan oluşan stoper tandeminin sağlam duruşu olacak. Kaleciye çok iş düşecek, dileyelim Pena aşina olduğu Camp Nou'da blokaj özürünü ve tedirginliğini üzerinden atsın ve kulübede oturacağı açıklanan Muslera'yı aratmasın.

G.Saray'ın Camp Nou'daki muhtemel dizilişi: 4-1-4-1


    Barça kültürüne özgü özendirici bir hususun altını çizmek gerekir: takım en sarsıntılı döneminde dahi hızla toparlanabilmiş olmasını büyük ölçüde kendi kültüründen yetişen değerlerin aidiyetlerine borçlu. Barcelona kadrosunda çok sayıda La Masia mezunu çıkacak bu akşam Galatasaray’ın karşısına. Başta teknik direktör Xavi Hernandez ile emektar oyuncular Pique ve Busquets olmak üzere, Jordi Alba, ara transferde geri dönen Traore, oynarlarsa N.Gonzalez ve stoper Garcia. Sarı kart cezası nedeniyle oynayamayacak olan genç star Gavi de aynı okulun eski öğrencisi. Galatasaray kadrosunda ise alt yapıdan sadece Semih var kulübede, bir de kontenjan doldurma amaçlı genç Işık Kaan. G.Saray alt yapısının kıdemli üyesi Arda ise İstanbul’da kaldı, eski hocasının yanında!

     4 yıl çalıştığı Katar Al Sadd’dan 7 kupa ve “nehir gibi akan bir takımın yaratıcısı” ünvanı ile ayrılan Xavi, Barça'da kısa sürede etkisini gösterdi. Koeman döneminde gol kısırlığı çeken takım, Xavi’nin dokunuşlarıyla ve etkili ara transferler sayesinde Valencia, Athletic Bilbao ve Napoli defanslarını dörder golle aşmayı başardı. Domenec Torrent ise elindeki sınırlı imkanlarla onun kadar hızlı bir senteze ulaşamadı, mevcut potansiyeli henüz yeterince verimli kullanamadı; zihin karışıklığı içinde sürekli deneme-yanılma kombinasyonları yapmakla meşgul şimdilik. Camp Nou'ya aşinalığı ve Barcelona kültüründe kendisine yer edinmiş olması ona ve takımına belki bu maçta farklı bir özgüven kazandırabilir. Umalım öyle olsun.

     Galatasaray'ın "Avrupa Fatihi" apoleti taraftarların umutlarını canlı tutuyor her şeye rağmen. Rakip yükselişteki Barcelona, stat Camp Nou olsa bile futbol hayal kurmaya izin veren bir oyun sonuçta. 

E.Ülgen - 10.03.2022

Önceki yazılara aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz:

Hayat Öpücüğü 16 Şubat 2022

Mustafa Kapı & Bartuğ Elmaz -14 02.2022 -

Brian Birch; Galatasaray'ın Unutulmaz Demir Yumruğu -14.07.2021-

Futbol Evine Dönecekmi? - Italya - Ingiltere - EURO 2020 Finali - 11 Temmuz 2021-

Yıldız Hezeyanı; 5 Nisan2021

Lizbon'da Sessiz Şölen;11 Ağustos 2020

Hangi Arda; 6 Ağustos 2020

Hayal Değil Gerçek; Kolombiya Kaplanı Galatasaray'da; 7 Eylül 2019

Perde Açılıyor; Şölen Başlıyor - Galatasaray - FK Lokomotiv Moskova; 17 Eylül 2018

Galatasaray - Beşiktaş; Büyük Düello; 29 Nisan 2018

Fatih Terim ve Galatasaray, Uzatmalı bir Aşk Hikayesi; 4 Nisan 2018

 Neler oluyor Muslera? Neler oluyor sana? 10 Aralık 2017

2 Aralık 2017 Bir Kabus Gecesi: 3 Aralık 2017

 Başakşehir FK - Galatasaray; Tudor, Avcı ve Şeytanın Bacağı; 17 Kasım 2017  

 Hedef Tahtasından Şeref Kürsüsüne; Bir Igor Tudor Analizi; 17 Ekim 2017

 3F; Fado, Fiesta, Football; 3 Ekim 2017

Selçuk İnan'ın Dramı; 16 Eylül 2017

 Jurgen Klopp ve "Gegenpressing" 















     









1 yorum: