Tam iki yıl önce GS SK resmi twitter sayfasında şöyle bir
tweet okuduk:
“Son 3 yılı yatılı olmak üzere 2014 yılından bu yana
Galatasaray Futbol Akademisi bünyesinde yetişmesi için emek ve değer verilen
Mustafa Kapı, sözleşme uzatılması için kendisine sunulan tüm yapıcı önerileri
reddettiğinden kadro dışı bırakılmıştır.”
Bu talihsiz açıklama aslında menajerlere yönelikti. Mustafa
için kadro garantisi isteyen ve talep geldiğinde inisiyatifin kendilerinde
olmasını şart koşan menajerler fena halde canını sıkmış olmalıydı yönetimin.
6 ay kadar sonra, Eylül 2020’de Lille, sadece 300 bin €
yetiştirme parası ödeyerek o süreçte ceza olarak kadro dışı bırakılmış olan
Mustafa Kapı’yı kadrosuna kattı.
Mustafa, bu tweet atılmadan iki yıl kadar önce 4-2 biten
Sivasspor ile oynanan lig maçının 90+5. Dakikasında daha 16 yaşındayken
Feghouli’nin yerine girerek bir resmi karşılaşmada süre alan en genç isim
olmuştu.
Ancak bir rekor gösterisinden ibaret kaldı bu hamle. Gerisi
gelmedi.
Oyuncu, daha sonra Lille’e gitme gerekçesini “G.Saray’da
önüm kapalı, ama Lille gençleri oynatan ve geliştiren bir kulüp. Seçimimden
memnunum.” ifadesiyle açıkladı kamuoyuna.
Mustafa Kapı Lille formasıyla |
Mustafa, bir yandan menajerinin yakın markajı altındayken,
diğer taraftan belki de daha önemlisi kendisinden önceki örneklere bakıyor, Ali
Yavuz Kol’un, Celil’in, Atalay’ın ve özellikle Yunus’un durumlarına bakıp
umutsuzluğa kapılıyordu. Demecinden anlaşılan oydu.
Lille’de işler biraz da pandeminin etkisiyle pek iyi
gitmedi, Mustafa kendisini gösteremedi ve öğrendik ki Lille kontratı feshetmiş,
Mustafa Adana Demirspor ile 3,5 yıllık bir sözleşme yapmış.
Meğer Adana Demirspor için yetiştirmiş G.Saray onu, “son
3 yılı yatılı olmak üzere tam 5 yıl boyunca!” Bu süreçten kim kazançlı çıkacak
henüz bilinemez, ama en büyük zararı G.Saray gördü kuşkusuz.
Mustafa Kapı vakası, yönetimlere, yetiştiricilere, teknik
adamlara ders olur, bir daha böyle sürpriz vedaları engellemek üzere gereken
ortam hazırlanır ve önlem alınır zannediyorduk, yanılmışız; çünkü U19
takımımızın yıldızı, en ihtiyaç duyduğumuz defansif orta sahadaki star adayı
Bartuğ Elmaz da Marsilya’ya uçtu gitti geçtiğimiz günlerde. Bu kez neredeyse on
yıllık emek ürünü elinden kayıp gitti G.Saray’ın.
Burak Elmas,
Bartuğ kendisine önerilen ve futbolun bugünkü ölçülerine yaklaşma çabası dahi
göstermeyen kontrat teklifini reddedince şunları söylemişti:
“Bartuğ ile ilgili ben ailesiyle ve
menajeriyle şahsen görüştüm. Hocamız da görüştü. Biz Bartuğ’un Galatasaray’da
kalmasını istiyoruz. Kendisi burasının bir parçası olmak istiyorsa, kendi
tercihi olacak. Biz bunun için elimizden geleni yapıyoruz.”
Terim ise şöyle bir demeç
verdi medyaya:
“Bartuğ ve ailesini kendi
ailemiz gibi görüyoruz. Her zaman da öyle gördük. Sayın Başkanımız onlarla
konuştu. (…) Birçok şart öne sürebilir, biz buna alıştık. İstikbalidir,
isteğidir. Ancak ısrarla bir şeyin üstünde durmak istiyoruz. Herkes
Galatasaray’da oynamak isteyecek. (…) Onları kendi evladımız gibi görüyoruz.
Onlar da Galatasaray'ı kendi aileleri gibi görmelidir."
Gergin bir menajer
restleşmesi sonucunda söylendiği anlaşılan bu sözler pek bir şey ifade etmiyor
olmalıydı Bartuğ için. Genç yıldız, Burak Elmas ve Terim’in ironik olarak
yaşlandırıldıkları bir fotoğrafa beğeni atarak kırgınlığını ve sitemini
göstermişti zaten. Belki de Darıca Gençlerbirliği kupa maçında kenarda
bekletilip oyun bitince sahaya giremediği sahne onu küstürmüştü. Süper Lig’de
hiç kadroya alınmayıp sadece Marsilya maçının son dakikasında oyuna girmek de
ümitlerini kırmıştı, kimbilir! (Kaderin cilvesi, karşısında sadece bir dakika
oynayabildiği Marsilya’nın kadrosunda yer alacak gelecek sezondan itibaren).
Bartuğ, performansıyla
parmak ısırtmasına rağmen yolu bir türlü açılmayan Yunus Akgün’ü değil, Cengiz
Ünder’i ve Çağlar Söyüncü’yü örnek almış olmalıydı kendisine. Keşke G.Saray da
Altınordu’nun peşinden gidip nadide altyapı ürünlerini henüz hamken kaybetmese
ve onları layık oldukları şekilde değerlendirebilseydi. Olmadı.
Bartuğ Elmaz, muhtemelen Torrent’in çağdaş anlayışı ve vizyonu sayesinde sezon sonunda ayrılacağı belli olmasına rağmen (Mustafa Kapı sürecinden farklı olarak) kadro dışı bırakılmadı önce, ancak Başkan Elmas devreye girdi ve idmana alınmamaya başlandı. Değişen bir şey yoktu yani. Cezalandırarak gerideki gençlere gözdağı verilmek isteniyordu herhalde, onları anlamaya çalışmak yerine.
Bartuğ'a Marsilya'ya gitme cezası |
Büyük emeklerle yetiştirilen yıldız adaylarının zamansız ve buruk vedalarını engellemek için öncelikle menajerlerin bol keseden sundukları “rüya gibi kariyer” vaatlerine üstün gelecek bir güven ortamı yaratmak gerekiyor. Altyapıdan gelen genç değerlere tatmin edici bir geliştirme ve kariyer planlaması sunulması ve peşlerinden gitmeye özenecekleri güzel örnekler yaratılması da şart. Öyle olmayacaksa, altyapı ve proje söylemlerinin ve bunlara ayrılan bütçelerin giderek anlamı ve inandırıcılığı kalmayacak maalesef.
E.Ülgen - 14.02.2022
Önceki yazılara aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz
Brian Birch; Galatasaray'ın Unutulmaz Demir Yumruğu -14.07.2021-
Futbol Evine Dönecekmi? - Italya - Ingiltere - EURO 2020 Finali - 11 Temmuz 2021-
Lizbon'da Sessiz Şölen;11 Ağustos 2020
Hayal Değil Gerçek; Kolombiya Kaplanı Galatasaray'da; 7 Eylül 2019
Perde Açılıyor; Şölen Başlıyor - Galatasaray - FK Lokomotiv Moskova; 17 Eylül 2018
Galatasaray - Beşiktaş; Büyük Düello; 29 Nisan 2018
Fatih Terim ve Galatasaray, Uzatmalı bir Aşk Hikayesi; 4 Nisan 2018
2 Aralık 2017 Bir Kabus Gecesi: 3 Aralık 2017
Selçuk İnan'ın Dramı; 16 Eylül 2017
Teknik Direktörler - Futbolun Özel Adamları -
Göz-Göz-Göztepe; Efsane Gerçekten Geri Döndü mü?
Ajax v Man. United; Gençler Kazansın!
17 Yaşında Yorgun Bir Kupa ve "Bir Şaman Ayini" -17 Mayıs 2017"
Dünyanın Çivisi Çıkmış, Hala mı Futbol? - Futbolun Sihiri - 27 Mart 2017-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder