7 Eylül 2019 Cumartesi

Hayal Değil Gerçek: Kolombiya Kaplanı Falcao Galatasaray'da

     
     Falcao'nun futbolla ilişkisi Kolombiya'nın bir dönem kalburüstü defans oyuncularından sayılan babası Radamel Garcia'nın oynadığı takımlarda maskotluk yaparak başladı. 1982 Brezilya'sının virtüözü Paulo Roberto Falcao'dan aldığı ayrıcalıklı ismi ve şirinliğiyle uğur getirme görevini yerine getirirken bir yandan da küçücük yaşta profesyonel futbolla haşır neşir olarak içten içe geleceğini planlıyordu. Bir röportajında o yaşlardaki duygularını şöyle anlatıyor: "Babamın maçlarda sürekli geride kalması, hiç gol atma çabası içinde olmaması beni üzüyordu. O yüzden santrafor olmaya karar verdim." 
Baba ve Oğul: Radamel Garcia ve Radamel Falcao 
     Futbol uğruna çocuk yaşta ülkesinden ve ailesinden koparak Buenos Aires'e taşındı: River Plate U20'ye transfer olduğunda daha 15 yaşındaydı. Yeni takımındaki bir arkadaşı ona futbol yaşamı boyunca taşıyacağı "El Tigre" lakabını taktı. Radamel ceza sahası içinde avına kilitlenen bir kaplan kadar güçlü, atletik ve yırtıcıydı; lakabı çok yakışmıştı doğrusu. 

"Kaplana yeterince alan bırakmak gerekir, yoksa sizi parçalar."
Frank Bainimarama
     River Plate'de geçirdiği başarılı ve istikrarlı sezonlar onu Avrupa'ya taşıdı. 2009 yılından itibaren İber Yarımadası'nın her iki ligindeki performansı muhteşemdi: önce Porto'da, sonra 40 milyon Euro bonservis bedeli ile transfer olduğu Atletico Madrid'de ikişer sezonda toplam 178 maç ve 142 gol, her iki takımla peş peşe Avrupa Ligi şampiyonlukları. Kolombiya Kaplanı Avrupa Ligi'nin kralı olmuştu.
Falcao Avrupa Ligi Kupası ile
     Günümüz futbolunda santraforlar için "pivot", "sırtı dönük" gibi devşirme nitelikler türetilip özendirilmekte. Futbolun 9 numarasını bir ölçüde esas amacından saptıran bu değişime karşın Falcao 1990'ların 24 ayar saf golcülerinin özelliklerini yaşatıyor sahalarda. Luis Ronaldo, Alan Shearer, Gabriel Batistuta ("Batigoal"), Ruud van Nistelrooy ve Marco van Basten tarzındaki gol için itina ile yaratılmış santrafor türünün en değerli son örnekleri arasında yer alıyor ismi hiç tartışmasız.
 Sihirli Falcao Aşırtması ve Kaleci Caballero'nun Çaresizliği 
M.City - Monaco Ş.L. Çeyrek Finali, 21.02.2017/ Ethiad Stadı

     El Tigre 2016 yılında Londra'dan Monaco’ya kesin dönüş yaptı. O dönemde yaşadığı ağır diz sakatlığının da etkisiyle M.United ve Chelsea'de pek uyumlu geçmeyen iki sezonluk Premier Lig serüveni geride kalmıştı; yeni misyonu, Monaco forması ile "Ligue 1'in tabii şampiyonu" PSG'i alt etmekti. Venezuela doğumlu Portekizli teknik direktör Leonardo Jardim ve süper yetenek Kylian MBappe ile sağladığı uyum ve güç birliği takımı yukarıya taşımıştı. Radamel 43 maçta 30 gol atmış, PSG hegemonyasını kıran Monaco şampiyonluğa ulaşmıştı. 
Monaco ile 2016-17 Ligue 1 Şampiyonluğu
      Manchester City ile eşleştikleri 2016-17 Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde, her tespiti futbolun mutlak doğruları arasına not edilen Pep Guardiola’nın tarihe geçen iltifatlı yorumuna mazhar olmuştu Falcao. Guardiola aynen şöyle demişti: “Falcao ceza sahasında dünyanın en iyisi. O bir katil (killer).

Guardiola & Falcao - "- Congratulations, you are the best in the box!"
     Radamel Falcao dünya üzerindeki nadir “fox in the box” (ceza sahasındaki tilki) santraforlardan. FourFourTwo dergisi ile yaptığı bir röportajda ona bu özelliğe sahip olmanın sırları sorulduğunda -mealen- şöyle cevap veriyor:

Öncelikle idmanlarda kanat oyuncularıyla yapılan koordinasyon çalışmaları çok önemli. Tek vücut halinde hareket edilinceye kadar uyum idmanları yapmak gerekiyor. Golcünün her iki ayağını aynı ölçüde kullanabilmesi bir diğer zorunlu kriter. Ayrıca benim açımdan çok önemli bir “5 yarda kuralı" var. Ceza sahası civarında yapılan topsuz koşuda ilk 5 yarda (1 yarda=91,44 cm) hayati derecede önemli. Topla hangi noktada, hangi açıda buluşabileceğimi kestirip o noktaya depar atmalıyım, tam zamanında ve gerektiği kadar,  defans oyuncularının önüne geçme hedefimi aklımdan hiç çıkarmadan. Bu beceri, çalışma kadar içgüdü gerektirir.” 
Falcao ve  bir "Hedefe Kilitlenme" Enstantanesi
    Radamel Falcao futbol magazincilerine malzeme üretmeyen, ailesine düşkün bir star. Bu yılın başında çok şey borçlu olduğu babasını tenis oynarken kalp krizi sonucunda aniden kaybetti. Bu derin acı ayrıca olgunlaştırmış olmalı onu. Son demeçlerinden birinde ifade ettiği gibi gibi "hayatındaki kadınlar" için yaşıyor: annesi, karısı ve üç şirin kızı. Şimdi Galatasaray da eklendi yaşam amaçlarının arasına. Gördüğü ısrarlı talebin ve büyük sevginin karşılığını verecektir hiç kuşkusuz, onu dünya starı yapan yeteneği kadar disiplinli ve mütevazi karakteri de bunun teminatı.
Radamel Falcao ve Mutlu Aile Tablosu
     Falcao Monaco'da şampiyonluk sonrası dönemde de gollerine devam etti: son iki sezonda toplam 75 maç ve 40 gol. Monaco misyonu artık fazlasıyla tamamlanmış ve tutkulu bir ilgiyle kendisini davet eden İstanbul'un en köklü ve güçlü kulübünde yepyeni bir meydan okumaya girişmenin sırası gelmişti. Rus patronların usandıran "gitme kal!" baskılarına boyun eğmeden Galatasaray'a transfer olmak için gösterdiği ısrarlı ve tutarlı tutum takdire şayandı doğrusu.
     Top şimdi Fatih Terim'de. "Imparator", El Tigre'nin "5 yarda kuralı" olarak tanımladığı olağanüstü topsuz hareketlenme zekasına cevap veren ve benzersiz bitiriciliğini destekleyen özgün oyun planları kurgulamak zorunda. Mariano, Nzonzi, Feghouli, Babel, Seri, Lemina, Andone ve Belhanda'ya sahip olan mevcut kadro Falcao'nun oyun stiline ve beklentilerine uygun kanat ve ofans zenginliğinden asla yoksun değil. Üst düzeyde yarışma kapasitesine sahip nitelikli oyuncuların Falcao ile birlikte zafere yürümek için dirayetli bir teknik direktör elinin değmesinden başka ihtiyaçları yok. Birçok alternatif sisteme uygun bu yepyeni kadronun, "organize profesyonel kötülüklerle" boğuşma kısır döngüsünden bir türlü sıyrılamayan Terim'i sahaya ve oyuna odaklanmaya ve farklı taktiksel formasyonlar üzerinde kafa yormaya zorlayacağını umuyoruz. Hareketlilik, uyum ve bitiriciliğin bütünleştiği bir rüya takımın ortaya çıkması en büyük hayalimiz. Bu dönüşümün varlığını zaman gösterecek elbet; şu anda tek bir gerçek var: El Tigre markalaşmış gollerinin mutena örneklerini Galatasaray taraftarlarına sarı-kırmızı forma ile izleme mutluluğunu yaşatmak üzere sahaya iniyor; bunun keyfini çıkarmak gerek! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder