16 Haziran 2017 Cuma

Göz-Göz-Göztepe; Efsane Gerçekten Geri Döndü mü?

   İzmir ve Güzelyalı sevdalılarına ithafen... 
     
     

     12 Kasım 1969 günü Göztepe-Cardiff City maçı için İzmir'e gelen İngiliz gazeteciler, Alsancak stadının çukurlu-tümsekli toprak zeminindeki fotoğraflarına "Ay'a inen ilk gazeteciler!" ibaresini etiketlemişlerdi. Türkiye'de tesisleşme ve altyapı henüz hak getireydi ama, İzmirli bir semt takımı alaycı İngilizler'i iki yıl önceki Atletico Madrid tarifesiyle (3-0) ülkelerine uğurlamıştı. 


Göztepe 1968-69, Soldan sağa, Ayaktakiler: Hüseyin, Fevzi, Nevzat, Çağlayan, Halil, Ali
Oturanlar: B.Mehmet, K.Mehmet, Gürsel, Ertan, Nihat

      Henüz Trabzonspor'un esamesinin okunmadığı, Istanbul'un "3 Büyükleri" (biraz da Eskişehir'in "Kırmızı Şimşekleri") dışındakilerin figüranlık sınırını aşamadıkları dönemlerde, zaferlerle dolu başarı hikayeleri yazan Göztepe'nin efsanevi 11'i zihinlere kazınmıştı. O devirleri yaşayan kadim futbolseverler hala bir çırpıda sayabilirler fotoğraftaki rüya takımı: "Ali- K.Mehmet, Çağlayan- Hüseyin, B.Mehmet, Nevzat- Nihat, Ertan, Fevzi, Gürsel, Halil"
     Cumhuriyet'in 2. yılında kurulmuş modern bir kulübün bünyesinde hayat bulan, gözü batıda bir futbol takımıydı 1965'lerin Göztepe'si; o yıllarda Güzelyalı burjuvazisinin iki seçkin ismi ön plandaydı. Başkan Sabahattin Süvari ve Teknik Direktör Adnan Süvari kardeşler verimli bir işbirliği ve semt bütünleşmesi sayesinde kulübü ve takımı başarıdan başarıya koşturmuşlardı.
Adnan Süvari
     Adnan Süvari (1926-1991) düzeyinde entelektüel bir teknik direktör bir daha gelmedi Türkiye futbol dünyasına. İlkokulu İtalyan Mektebi'nde, Ortaokulu Saint Joseph'de, liseyi Avusturya Lisesi'nde okumuş, tekstil mühendisliği eğitimini İngiltere'de tamamlarken bir yandan da teknik direktörlük diplomasını cebine koymuştu. İngilizce, Almanca, Fransızca ve İtalyanca'yı akıcı konuşuyordu. Futbol anlayışı, çağdaşı Hollandalı Rinus Michels'e yakındı; Türkiye'de "Total Futbol" felsefesini kuvveden fiile çıkartabilen ilk ve belki de tek teknik direktördü. Süvari, futbola ilgi duyan ve bilimsel çalışmayı şiar edinmiş hırslı ve çalışkan bir mühendisin bu mecrada neleri başarabileceğinin kanıtıdır tek başına. Dünya futbolundaki gelişmeleri yakından takip ederek takımına belirli bir futbol şablonunu yerleştirmeyi başarmıştı. 4-3-3 formasyonunu, muhtemelen 1962 Şili Dünya Kupası'ndaki Brezilya'dan esinlenerek, Türk futboluyla tanıştıran odur. Kalecinin topu oyuna elle sokması, libero anlayışı, oyunun yönünü değiştiren uzun diyagonal paslar, hucumda sürekli pozisyon değiştirme o dönemde rakipleri afallatan Adnan Süvari devrimleridir hep. Süvari'nin Göztepe'si peş peşe 3 Türkiye Kupası finali oynadı ikisini kazandı, bunları 2 Cumhurbaşkanlığı Kupası ile taçlandırdı. Ligde hep yukarılarda dolaştı. Hepsinden önemlisi, 1968-69 sezonunda Fuar Şehirleri Kupası'nda, Marsilya, Arges, OFK Beograd ve Hamburg'u (hükmen) eleyip yarı finale kadar yükselerek Türk futbol tarihinin o zamana kadarki en büyük başarısını elde etti. Ertesi sezon Kupa Galipleri Kupası'nda çeyrek final oynadı. Ege'nin dört bir tarafında keşfedilip Süvari'nin elinde yıldızlaşmış gençlerdi bu başarının sahipleri. Böyle bir kuşak İzmir'de elli yıldır bir daha bir araya gelmedi, muhtemelen hiçbir zaman da gelmeyecek. O yıldızlar, Süvari kardeşlerin uyumlu yönetimi altında semt tabanı ile takım arasındaki görülmemiş kenetlenme sayesinde bir dönemin rüya takımını oluşturmuşlardı.
     Peki, ya sonrası? Zamana ayak uyduramama ve kaybolan onlarca yıl! Yeni Asır'la şirketleşip geçici bir toparlanma dönemini takiben 2007 yılında TMSF üzerinden tepe taklak amatör küme! Göztepe, bu denli acılarla dolu ve meşakkatli süreçte yok olmadıysa eğer ve düştüğü derin çukurdan tekrar Süper Lig'e yükselme yolunu bulabildiyse, bunda A.Ş.'yi devralan yeni patronların rolü büyük elbet, ama bu yükselişi her şeyden çok amatör küme maçlarında bile renklerini asla yalnız bırakmayan binlerce Güzelyalı mukiminin karşılıksız ve asla vazgeçmeyen sevgisine borçlu olduğu da yadsınamaz bir gerçek. 
Güzelyalı ve Göztepe sevgisi
      Mutlu son dedik ama, Göztepe için Süper Lig'e terfi aslında bir sondan ziyade nasıl devam edeceği bilinmeyen yeni ve zorlu bir başlangıç;  İzmir'in Süper Lig'deki yegane temsilcisi, bakalım nasıl başa çıkacak omuzlarına yüklenen bu ağır yükle. İlk defa birinci adamlığa soyunan genç kuşak teknik direktörlerden bir Adnan Süvari vizyonu yaratılabilir mi ya da menajerler eliyle devşirilecek "tam profesyonel(!)" yeni oyuncu profili, birbirleriyle ve semtleriyle bütünleşmiş o efsane kadronun gücüne ve değerine yaklaşabilir mi bilinmez ama, kabul edelim, futbol mecrasının hızla yozlaşan endüstriyel zemininde 1965'lerin Göztepe'sinin yeniden beden ve ruh bulmasını beklemek ne yazık ki hayalcilikten öteye gidemez. Bu acı gerçek bir yana, Göztepe'nin layık olduğu yere geri dönüşü, sadece vefakar taraftarları için değil, futbol romantikleri için de yeterince mutluluk kaynağı. 
     Güzelyalılı sadık taraftarların mutluluğunu paylaşıyor bu zorlu yolculukta emeği geçenleri hak ettikleri alkışlarla selamlıyoruz. Süper Lig'e hoş geldin Göztepe!
Ertuğrul Ülgen - 16.06.2017


Yazarın önceki yazıları:

Ajax v Man. United; Gençler Kazansın!
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız
https://futboltabirleri.blogspot.com.tr/2017/05/ajax-v-manunited-gencler-kazansn.html?m=1


17 Yaşında Yorgun Bir Kupa ve "Bir Şaman Ayini" -17 Mayıs 2017"
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız
https://futboltabirleri.blogspot.com.tr/2017/05/17-mays-galatasaray-bayram-vs-aldo-poy.html?m=1

Dünyanın Çivisi Çıkmış, Hala mı Futbol? - Futbolun Sihiri - 27 Mart 2017-
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Hollanda Futbolu ile Hollanda'nın sosyal, politik ve kültürel yapısı arasındaki ilişki -1 Mart 2017-
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Radyo Futbolu -11 Şubat 2017 -
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Futbol, Pas ve Dil -4 Şubat 2017 -
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Bir “Panzer”in duygusal anları – Bastia Schweinsteiger’in milli takıma vedası -25 Eylül 2016-
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Jan Olde Riekerink- Bir Papatya Falı – 29 Mayıs 2016
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Zafere Giden Yol – Bir Ergin Ataman Analizi- 28 Nisan 2016
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Müstesna Bir Kaptan- Cüneyt Tanman- O yancı olamaz!- 9 Nisan 2016
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Kaleciler- Sahaların yalnız ve tedirgin panterleri – 9 Nisan 2016
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Sabri “Reyiz”den vazgeçilemez- 8 Nisan 2016
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

Taraftar ve futbolsever olmak- “açıklanamaz bir şekilde, üzerine kafa yormadan” – 8 Nisan 2016
aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız